yaratılan

yaratılan
created (adj.)

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • elektronik müzik — is., ği Elektronik çalgı ve cihazlarla yaratılan müzik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gerilim — is. 1) Gerginlik, tansiyon Çayların dağılışı, gerilime bir çeşit ara verir gibi oldu. H. Taner 2) db. Konuşmada bir sesin ortaya çıkması için ses kirişlerinin gerginleşmesi, tansiyon 3) fiz. İki ucundan ters yanlara çekilen bir telin her… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kültür — is., Fr. culture 1) Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • muhayyel — sf., esk., Ar. muḫayyel Hayal gücüyle yaratılan, hayal edilen Gülümser bir resimdir / Muhayyel sevgilimdir. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • naif — is., Fr. naïf 1) Kendi kendisini yetiştirmiş, doğal bir plastik sanat yeteneğine sahip sanatçılar tarafından yaratılan resim sanatı 2) sf. Saf, deneyimsiz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sansasyon — is., Fr. sensation 1) Pek çok kimsede yaratılan güçlü heyecan 2) Birçok kimseyi ilgilendiren, etkileyen heyecan verici olay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sansasyon yaratmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şiddet olayı — is. Çevreyi sindirmek için yaratılan olay veya girişilen hareket …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vurtut — is. 1) Silahla yaratılan kargaşalık O vurtut içinde o da gitti. 2) zf. Uzun uzun çekişerek, sıkı pazarlık ederek Vurtut, bir milyon liraya aldım …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ACİBE-İ HİLKAT — Her zaman yaratılan şekilden farklı olarak yaratılmış olan. (Meselâ: Normalinden çok fazla büyük cüsseli veya üç ayaklı olmak gibi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • CANN — Ateşten mahlûk cinlerin babası olan. * Bir beyaz yılan cinsi. * Cin taifesi. İnsanlardan evvel yaratılan bir nevi mahlûklar, cinler. (Bak: Cinn …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • FISK — Haddini tecavüz. Günah. Haktan ayrılmak. * Fık: Allah ın emirlerini terk ve O na isyan etmek ve doğru yoldan sapıp çıkmak. Böyle olanlara şeriat dilinde fâsık denir.(Fısk; haktan udul, ayrılmak; hadden tecavüz, hayat ı ebediyeden çıkıp… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”